Spor Dallarına Genel Bir Bakış

Tüm dünyada futbol hakim olan bir spor dalı olsa da futbolun yanında kendi popülerlikleri yüksek olan başka spor dalları da mevcut.

 

Özellikle bireysel ve grup halinde olan sporlar diye ayırırsak en az futbol kadar belli grupların önem verdiği bazı spor dallarını sizler için derledik.

Dünyada Popüler Olan Sörf

 

Sörf sporunun kökeni aslında bir etki tepki sürecine dayanır. Polinezyalı balıkçılar, tuttukları balıkları eve götürebilmek için zorlu dalgalarla başa çıkmak zorunda kalırlardı. Dayanıklılık ve denge konusunda uzmanlaşan bu balıkçılar, Hawaili ünlü yüzücü Duke Paoa‘nın ilham alarak yeni bir fikir geliştirmesine yol açtı. Duke, Polinezyalı balıkçılardan esinlenerek Waikiki’de ilk sörf kulübünü kurdu. Sörf, 1920 yılında resmi bir spor haline geldi. En yaygın şekliyle sörf, kısa veya uzun bir tahta üzerinde su yüzeyinde denge kurmayı içerir. Örneğin, 2006 yılında sörfçü Steve King, İngiltere’nin Severn Nehri’nde tek bir dalga üzerinde tam 11 kilometre yol kat ederek tam 76 dakika boyunca sörf yapmayı başardı. Aynı yıl, Hawaii’de Maui adası tam 21 metrelik bir dalga üzerinde sörf yapmayı başardı.

 

Bir Kesim İçin Zayıflamanın Adresi: Pilates

 

Pilates’in kökeni, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce bir sirk cambazının İngiltere’ye taşınmasıyla başlar. Savaş patlak verdiğinde, Joseph Pilates adındaki bu kişi Almanlar tarafından kampa götürüldü. Kamp sırasında, Alman askerlerine kendi geliştirdiği esneklik ve direnç arttırıcı egzersizleri yaptırdı ve bu antrenman bileşenine “pilates” adını verdi. Ancak Joseph Pilates’in ünü, savaş sonrasında dünyayı etkisi altına alan grip salgınından sonra arttı. 50 milyon insanın hayatını kaybettiği bu salgında, Pilates’in eğittiği hiçbir asker ölmedi. İnsanlar bu dönemde çözümü Joseph’un geliştirdiği hareketlerde aramaya başladı. İşte 20. yüzyılda pilates sporunun temeli bu şekilde atıldı.

 

Eskilerden Bir Spor: Maraton

MÖ 490 yılında, Maraton Ovası’nda Atinalılar ile Persler arasında bir savaş gerçekleşti. Uzun süren savaşı kazanan Atinalılar oldu. Savaşın kazanıldığını haber vermek için görevlendirilen haberci Philippides, durmaksızın tam 42.195 metre koşarak Atina’daki Pazar yerine ulaştı ve “Kazandık!” dedikten sonra orada hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra mesafeyi kesin olarak belirlemek için Kraliyet ailesinin sarayı ile stadyum arasındaki uzaklık 42.195 metre olarak ölçüldü.

Yunanlar tarihsel öneminden dolayı maraton yarışından daha fazla kazandıkları başka bir yarışa sahip değillerdi. Modern tarihin ilk Olimpiyat Oyunları olan 1896 Atina Olimpiyatları’nda da Spyridon Louis birinci olmayı başardı. Louis, ev sahibi ülkede yapılan ilk modern Olimpiyat Oyunları’nda rakibinden tam 7 dakika önce bitiş çizgisine ulaştı.

 

1981 yılındaki ilk Londra Maratonunda tam 6,225 kişi bitiş çizgisine ulaşmayı başardı. Yüksek katılımın ardından İngilizler, bu koşuyu her yıl tekrarlamaya karar verdi.